Dünya toplumları sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik açıdan birbirine benzediği gibi, pek çok açıdan farklı özellikler de göstermektedir. Dünya toplumlarının mevcut yapıları, ekonomik ve çevre açısından değerlendirildiğinde birbirine zıt sayılabilecek özelliklerinin daha çok olduğu dikkati çekmektedir.
Çevrenin korunması açısından toplumların içinde bulundukları konumları temelde iki gruba ayırabiliriz: Bir yanda dünya genelinde hızla azalan ormanlar, kirlenen su kaynakları, eriyen buzullar, çölleşen topraklar gibi insan kaynaklı doğal afetlere maruz kalan ve bu afetlerin tehdidi altında yaşam mücadelesi veren insanlar. Üstelik bunların büyük çoğunluğu açlık ve yoksulluk sorunları ile karşı karşıyadır. Diğer yanda ise yaşanan bütün bu sosyal, ekonomik ve çevresel sorunlara rağmen, sahip oldukları yüksek yaşam standartlarını korumaya çalışan insanlardan oluşan başka bir grup yer almaktadır. Diğer bir ifade ile dünya toplumları gerek ulusal gerekse uluslar arası düzeyde sert bir sosyo-ekonomik ayrışma içinde bulunmaktadır.
Kuruluşlar, günümüz dünyasında çevre ve yeryüzündeki tüm insanların yaşam kalitesini koruyarak ekonomik büyüme ve yaşam standardını yükseltmeyi hedefleyen, sürdürülebilir kalkınmayı önemseyen bir organizasyon olmalıdır. Bu nedenle kuruluşların yaşamsal döngülerinde yani dününden bugüne geliştirdiği yenilikçi ürünler ile hem insana hem de çevreye faydalı olabilecek çözümler sunmak için çalışmalıdır.
Kuruluşlar, belirlediği öncelikli konular ve hedefler doğrultusunda global sorunlara çözüm bulmayı amaçlayan Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ ne katkı sağlamayı da sorumlulukları arasında görmelidir.
Kuruluşlar, sürdürülebilir büyüme stratejilerini gerçekleştirirken, sürdürülebilirlik yönetimi ve bileşenleri konusunda tedarik zincirinde yer alan paydaşları ile işbirliği içerisinde olmayı, sürdürülebilirlik bilincini artırmayı ve faaliyetlerini çevresel farkındalıklara göre düzenleyecek yaklaşımlarla desteklemeyi hedeflemesi kaçınılmaz bir husustur.
Proses Danışmanlık ile Sürdürülebilirlik Hizmeti
Proses Danışmanlık sürdürülebilirlik alanında üretimin verimliliği ile tüm paydaşların çevre, çalışma ortamı ve çalışan sağlığı konularını temel yapı taşı olarak görmektedir. Bu bağlamda uzman ekibimizin oluşturduğu Proje Yönetim Planı’ nın çıktılarına aşağıdaki esaslar örnek verilmektedir.
– Riskleri etkin bir biçimde yöneterek, tüm süreçleri sürekli iyileştirmek,
– İş sağlığı ve güvenliği konusunda sıfır kaza ilkesiyle çalışmak,
– Şirket performansını ve üretimin verimliliğini artırmak,
– Çalışanları aktif katılıma özendirerek açık iletişim ortamı sağlamak,
– Enerjiyi verimli kullanmak, çevresel dengeyi ve doğal kaynakları korumak,
– Paydaşların iklim değişikliği konusunda bilgilerini ve toplumsal bilincini artırmak,
– Ulusal çevre mevzuatı, ilgili çevre standartları ve bu alandaki en iyi teknolojileri temel alan sürdürülebilir bir çevre yönetimi politikası izlemek,
– Tüm faaliyetlerinde bilgi güvenliği ve iş sürekliliğini sağlamak,
– Ulusal ve uluslararası mevzuat gerekliliklerine uymak,
– Paydaşlarıyla ilişkileri şeffaf bir biçimde ve ortak akıl ile yönetmek,
– Müşteri memnuniyetinde sürekliliği sağlamak,
– Tedarikçilerini sürdürülebilirlik uygulamalarına yönelik olarak geliştirmek,
– Sürdürülebilir çevre politikası uygulamalarını, şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşmak,
– Kurumsal Sosyal Sorumluluk faaliyetlerini, Şirket stratejileri, hedefleri ve öncelikleri doğrultusunda paydaşlarına sunmak,